Napoli, köşe başlarındaki çöp dağlarına rağmen hayranlık uyandıran bir şehir. Kural tanımaz otomobil ve motorsikletlileri yayalara hayatı biraz zorlaştırıyor. Alışık olduğumuz bir mentalite ve hareketlilik şehre hakim. Tarihi şehir merkezindeki caddelerde turlarken kendimizi İstiklal'de yürüyor gibi hissettik. Sokakları yer yer Beyoğlu’ndan daha tenha ve ürkütücüydü ama yine de çok güzeldi.
Napoli'de neler yapılır?
Pizza yenir:
L'antica Pizzeria da Michele, “Ye Dua et Sev (Eat Pray Love)” kitabı ve filmiyle zaten dünyaya yayılmış olan ününe ün katmış. Lezzetin en basit ve sade halini sunan bu pizzacıda sadece iki çeşit pizza bulunuyor. Pizza Marinara, sadece domates soslu olan pizza. Pizza Margherita, domates soslu ve mozzarella peynirli olanı. Domates ve mozzarella dışındaki bütün malzemelerin gerçek pizzanın tadını gölgelediğini savunuyorlar. Odun ateşinde pişen bu pizzaların tanesi 4 Euro. Napoli'ye vardığımız akşam saatlerinde çok olmasa da önünde kuyruk vardı. İlerleyen saatlerde daha da kalabalıklaşıyordur. Garsondan numara alıp dışarıda bekliyorsunuz. Önceki grup çıkınca sizi grup halinde içeri alıyorlar. Biz daha otele uğramadan yolumuzun üstünde olan bu pizzacıya gittik. Beklemeyip paket yaptırdık, ama bekletmeden daha dumanı üstündeyken mideye indirdik. İncecik hamuru pizzanın ortalarına doğru neredeyse eriyip kayboluyor. Hamuru elle kabaca açılıp üzerine domates sosu sürülüp mozzarella parçaları atılmış. Yediğim en iyi pizzalardan biriydi kesinlikle. Ancak hamurunu fazla tuzlu buldum. Onun dışında pizza lezzetli ve malzemeler yerli yerindeydi. Özellikle domates sosunun lezzeti muhteşemdi.
|
Margherita @ L'Antica Pizzeria da Michele |